Alt ve üst göz kapağı estetiği kimlere uygun?
Alt ve üst göz kapağı estetiği canlı ve genç bakışı yakalayabilmek için çok önemlidir. Bunu elde edebilmek ve alt&üst göz kapağındaki kırışıklıklar torbalanmaları ve sarkıklıkları gidermek için yapılan bir ameliyattır.
Alt ve üst göz kapağı ameliyatını göz köşesi düşük olan hastalarda kantoplasti (badem göz ameliyatı) ile kombine edebiliyoruz ve böylece çok daha genç ve canlı bakışları sahip oluyoruz.
Göz çevresi problemleri:
Göz çevresine yapılan ameliyatlar artık sadece yaşı ileri hastalar için tercih edilen ameliyatlar olmaktan çıkmış durumda.
Göz altı konusunda çok fazla hasta endişeli, biraz bunlardan bahsedeceğiz ve göz altı sorunlarına açıklık getireceğiz.
Göz altı bölgesinde aslında 4 temel problem mevcut. Bu sorunların biri ya da bir kaçı aynı anda gözükebilir.
1- Derin gözyaşı oluğu ve göz altı çukurlaşması
2- Göz altı torbalanması
3- Göz altındaki koyu renk değişikliği
4- Alt göz kapağının genel gevşekliği
Göz altı bölgesi hatayı asla affetmeyen ve komplikasyon oranı yüksek bir bölgedir. Bu yüzden anatomi bilgisi olan doğru ellerde ve bu işi bilen cerrahlar tarafından ele alınmalıdır. Bu durum sadece cerrahi değil, medikal estetik konusunda da çok karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli merkezlerde medikal estetik yaptırmış ama düzeltme amaçlı kliniğimize gelen hastalar genellikle orta yüz ve göz altı bölgesi için başvurmaktadırlar.
Göz altı oluğu anatomik bir bölge o yüzden herkeste mevcut. Bu sebeple, kesinlikle sadece yaşlanınca önümüze çıkacak bir sorun değil. Fakat, zaman içerisinde buradaki bağın sıkılığını kaybetmesi ve özellikle alt taraftaki desteğin de azalmasıyla daha ileri yaşlarda da ortaya çıkan bir durum olmaya daha müsait.
Peki nasıl müdahale ediyoruz?
Derin bir gözyaşı oluğu olan hastalarda öncelikle tabii ki medikal işlemlerle çözüm bulmaya
çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesi gözaltı ışık dolgusu. O bölgedeki volüm restorasyonunu sağlayabilmek önemli. Çünkü genelde hasta bize renk değişikliği şikayetiyle geliyor. (Göz altı morluğu) Ama o bölgedeki morluğun sebebi çoğu zaman, derin gözyaşı oluğuna bağlı gölgelenmeden kaynaklı oluyor. Çoğu zaman hem gerçek renk değişikliği, hem gölgelenme bir arada oluyor. Bu farkı hastaya anlatmak gerekiyor. Elimizde bu konuya dair bir ipucu var. Eğer renk değişikliği üst gözkapağında da mevcutsa, maalesef bu müdahale edeceğimiz bir durum değil, çünkü hiçbir çeşit dolgu, o bölgedeki rengi açmaz, rengi açsın diye hatta fazla miktarda yapılan dolgular da tam aksine ‘Tyndall’ etkisi dediğimiz bir sebebi ile gölgelenmelerde artış bile söz konusu olabilir. Dolayısıyla buradaki dolguyu doğru miktarda yapıp bırakmak ve hastayı da en fazla bu kadar iyileşebileceğine ikna etmemiz gerekmektedir.
Göz altı koyu olan hastalarda, dolgu haricinde mezoterapi çeşitleri uygulayabiliyoruz. (İçinde Hyalüronik asit olan peptitler ya da glutatyon olan mezoterapi çeşitleri) Bu uygulamaların tamamen koyuluğu geçirdiği tartışılır. Çünkü, koyu göz altlarında bir gölge komponenti oluyor, ya da torba oluyor. Gözyaşı oluğu, çöküklüğü ya da torba olmadan tek başına çok koyu olan bir göz altı pek rastladığımız bir durum değil. Koyuluğun kaynağını anlamak için küçük bir test uygulayabiliriz, göz altını elimizle gerdiğimizde oradaki koyu renk açılıyor mu yoksa açılmıyor mu? Bizim için en önemli veri bu. Çünkü buradaki cildin aşırı buruşuk olduğundan, kalitesinin bozukluğundan ve gevşekliğinden ötürü bu bölgedeki cildin üzeri düzgünlüğünü kaybediyor ve ayna gibi parlak bir şekilde ışığı yansıtmak yerine sanki kaba bir kumaşın yansıttığı gibi daha mat bir ışık yayıyor. Bunu ayırt edebilmek çok önemli. Eğer cilde baktığımızda böyle bir sorun varsa, ve cildi gerdiğimizde düzeliyorsa, çok büyük ihtimalle bu
hastanın ameliyata ihtiyacı var demektir. Yani, alt göz kapağını gerginleştirme yoluna giden bir ameliyat yapmamız gerekiyor ve bu genelde ileri yaş grubunda gördüğümüz bir durum.
Genellikle, hepsi birbirini tetikliyor yani gevşeklik torbalanma getiriyor, bu da göz altında gölgelenme oluşturuyor, ve sonuç: göz altı koyuluğu. Torbalanma ve gevşeklik olduysa zaten elimizde ameliyat dışında pek fazla seçenek kalmamış oluyor.
Torbalanma problemine dolgu ile biraz müdahale edebiliyoruz fakat, torbalanmayı tamamen ortadan kaldırmayı sadece ameliyatla sağlayabiliriz. O bölgeye çok fazla dolgu yapıp tamamen torbanın yüksekliği kadar doldurmaya çalıştığımız takdirde sosis formasyonu gibi çeşitli komplikasyonlar oluşur çünkü göz altı cildi çok ince olduğu için fazla dolgu o bölgede düzensizliklere sebep olur. Ayrıca fazla dolgu uygulaması, alt göz kapağından orta yüze olan geçişin dengesini de bozar.
Tabii ki, biz de gerektirmedikçe hastaya cerrahi müdahalede bulunmak istemiyoruz, ameliyat sadece gerekli ise yapmak istiyoruz. Çünkü bu tarz durumlarda, başka yöntemlerle çözmeye çalışmak işleri daha kötüye götürüyor. Yani bunun başka bir çözümü olduğu bir durumda bir zaten ameliyatı seçmiyoruz. Ama bu alternatif yöntemler istediğimiz sonucu vermeyecekse, o zaman mecbur cerrahi müdahale gerekiyor. Bu ameliyat teknikleri yöntemleri zaten bunun için var.
Kafamızda canlandırabilmemiz açısından şu şekilde örneklendirebiliriz; alt göz kapağını bir hamak gibi düşünelim. Bu hamak zamanla bir bağlandığı yerden gevşiyor, o zaman o hamağın iplerini birazcık germek gerekiyor.
Eğer ki medikal estetik çözümü yerine ameliyat öneriliyorsa (en azından bizim kliniğimizde bu böyle) genellikle, mecbur olunduğu içindir. Başka çare olmadığı ve o torbanın oradan çıkması gerektiği takdirde alt göz kapağı ameliyatı gerekiyor.
Alt göz kapağı ameliyatı 2 farklı şekilde yapılabiliyor, biri göz içinden, biri de dışından.
Göz içinden yaptığımız ameliyatlarla iyileşme çok kolay ve dışarıda bir kesi olmuyor ama bu şekilde yapabileceklerimiz sınırlı. Yani oradan girdiğimizde sadece bir miktar torbayı küçültmek mümkün oluyor. Genç yaşta torbası olan ve gevşekliği olmayan, başka bir problemi olmayan sınırlı bir hasta grubunda göz içinden girerek o torbaları almak mümkün.
İleri yaşta olan hastalarda, özellikle Facelift ameliyatı yaptığımız hastalarda, o göz altı torbasının altında da çok derin bir gözyaşı oluğu olduğu için o torbadaki fazla materyali o derin gözyaşı oluğunu doldurmak için kullanıyoruz. Böylelikle, yanak ve alt göz kapağının birbirine daha yumuşak geçişli bağlanması sağlıyoruz. Gözyaşı torbasının içindeki yağ çok kıymetli bir materyal. Çünkü, o bölgede beslenmesi bozulmamış canlı yağ dokusu bulunuyor ve bunu transfer edebiliyoruz. Ama ancak dışarıdan girdiğimiz durumlarda yapabiliyoruz.
Önceden orada bulunan yağı tamamen almayı tercih ederken, şimdi madem o bölgeleri açıyoruz, o zaman total bir restorasyon yapalım zihniyetinde bir yaklaşım söz konusu.
Eskiden daha dar bir bakış açısından bakıldığı için, orada bir torba var ve ben bundan nasıl kurutulurum diye düşünülüyordu. Kimse bu torbanın neden oluştuğunu düşünmüyordu. Bu plastik cerrahinin çoğu alanında bu durum geçerliydi. Bir deformite varsa onu oradan al gibi bir mantık vardı, şimdi ise, yeniden düzenleme zihniyeti hakim.
Özetlemek gerekirse, göz altı bölgesinde birden fazla sorun var. Hastaların yaşına ve sorunlarının özelliklerine göre tedavi alternatifleri değişiyor. Gerektiği zaman cerrahi,
gerektiği zaman medikal estetik, gerektiği zaman her ikisi bir arada, kimi zaman da sadece medikal estetik yapılacaksa, dolgu ve mezoterapi kombinasyonu gibi bir sürü alternatif söz konusu. Bunlardan hiçbiri diğerinden üstün değil ve herkesin ihtiyacı birbirinden farklı. O hastada mezoterapi işe yaradığı için sizde de yarayacak diye bir kaide yok.
Göz çevresi ameliyatları nelerdir?
Son dönemde sosyal medyada kullanılan çeşitli filtrelerle popüler olan üst yüz bölgesindeki lift etkisi, hastaların gerçek hayatta da elde etmek istediği bir efekte dönüşmüş durumda. Bu konunun iki önemli komponenti var. Birincisi, zaten bu kozmetik kurallardan bir tanesi olarak baktığımızda, dış göz köşesinin iç köşeden yüksekte olması gerekiyor. İkincisi ise, ellerinizle kaşlarınızı biraz yukarı kaldırdığınızı hayal edin. Böyle yaptığımızda yüzümüzü daha rahatlamış, ve üzerimizden bir yük kalkmış gibi hissederiz. Bu hissiyat genel olarak kadınlarda çok pozitif etki yaratıyor, haliyle bu efekti elde etmek istiyorlar. Sosyal medyada sıklıkla kullandığımız filtrelerin büyük bir kısmında yüzün üst bölgesinde ‘lift’ efekti mevcut. Dolayısıyla, bu simülasyonlar sayesinde daha güzel göründüğünü düşünen hastalar, gerçekte bu etkiyi elde etmek için bize başvuruyorlar. Bu tür ameliyatların popüler olmasının elbette ki en büyük sebebi, daha güzel görünüyor olmak.
Hastaların sıklıkla yaptığı hatalardan biri kendi kendilerine teşhis koymak. İşin doğrusunu hastaya anlattığımız zaman, daha fazla operasyon eklemeye çalışılıyormuş gibi algılanıyor ama aslında öyle değil. Mesela, çoğu hasta bize tek başına göz kapağı sorunuyla başvurur. Ama çoğu zaman, o aslında genel bir şakak sorunu olabilir. Çünkü yıllar içerisinde vücuttaki kolajenin eksilmesi ve kemiklerin küçülüp, zayıflaması ile, hem yüz hem vücut için, yumuşak doku elbisesi bir beden büyük gelmeye başlar. Yüz üzerinden örnek verecek olursak, tek başına göz kapağı ameliyatı ile düzeltmeye çalıştığımız zaman, kaş daha çok aşağı çekilir. Ayrıca, o bölgedeki sorunu da tam istediğimiz gibi çözmez. Tabi ki, tek başına üst göz kapağının işe yaradığı durumlar mevcut ama her teşhis her hastaya uygun değil. O hastada sorun sadece üst göz kapağı ameliyatı ile çözüldü diye, diğer hastaya da aynı tedavi uygunlanması çok yanlış. Çünkü her insanın yüz anatomisi kendisine özel ve her hastanın durumu farklı. Kimi hastada sadece şakak estetiği yeterli olurken, bazısında göz kapağı, şakak ve orta yüz germe kombinasyonu yapmam gerekebiliyor. Etkileyici, sağlıklı, güçlü ve total bir değişim istiyorsak, hekimlerimizin önerileri doğrultusunda farklı ameliyat kombinasyonları göz önünde bulundurulmalı.
Yüz anatomisinde en dikkat çeken alanlardan biri olan gözler, bakışlarımızı etkileyen ve her zaman için vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Biz ne kadar canlı bakıyorsak, karşımızdaki kişiye o kadar daha dinamik ve enerjik bir hava veriyoruz. Bu sağlıklı etkiyi yakalamak için, göz çevresinde yapılan ameliyatlar genellikle kombine halinde olduğunda daha güçlü bir sonuç veriyor. Kimi zaman alt ve üst göz kapağı kombinasyonu, ya da üst göz kapağı ve kaş kaldırma, bazen de orta yüz germe, badem göz ve şakak germe(kaş kaldırma) uygulanabilir.
Peki şakak germe ameliyatının bir yaş sınırı var mı?
18 yaşını geçmiş her hasta için uygulanabilir bir ameliyattır. Tabiki kaşlar düşükse uygulanması gereken bir ameliyattır. Fakat kaşları iyi bir noktada konumlanmış bir hasta için bu tedaviyi uygulamak zaman kaybıdır. Gerek görülmediği bir noktada yine de o ameliyatı gerçekleştirmek doğru bir yaklaşım değildir.
Şakak germe/Kaş kaldırma tek başına mı uygulanmalıdır?
Kimi zaman tek başına, kimi zaman farklı ameliyatlarla kombine edilebilmektedir. Genellikle, kantoplasti yani badem göz ameliyatı ile kombine edilmektedir. Bu sayede, şakak germe sayesinde kaşları daha yüksek bir noktada konumlarken, aynı zamanda gözün dış köşelerini de kantoplasti ameliyatı sayesinde kaldırabilmekteyiz.